Türkiye

Gökbey 2023'ün ilk yarısında yerli motorla uçacak

Yerli imkanlarla geliştirilip üretilen Gökbey helikopterinin 2023 yılının ilk yarısında yerli motorla uçuş yapması hedefleniyor.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda (BTK), BTK Akademi'nin girişimiyle düzenlenen "BTK Akademi Kariyer Zirvesi 22"' başarı hikayeleri oturumuna ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün, HAVELSAN Genel Müdürü Mehmet Akif Nacar ve TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI) Genel Müdürü Mahmut Akşit katıldı.

Oturuma başkanlık yapan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Fatih Kacır, Türkiye'nin AR-GE, teknoloji geliştirme ve inovasyon çalışmalarında son yıllarda katettiği mesafeye ilişkin bilgiler verdi. Bu alandaki çalışmalarının en dikkat çekici sonuçlarının savunma sanayisinde görüldüğünü vurgulayan Kacır, son olarak Baykar tarafından geliştirilen ve ilk uçuşunu yapan Kızılelma ile dünya tarihine imza atılacak bir gelişmeye ulaşıldığını belirtti. Kacır, savunma sanayisindeki başarıların ekosistemin doğal sonuçları olarak ortaya çıktığını ve Milli Teknoloji Hamlesi'nin en görünür olduğu alanın savunma sanayisi olduğunu kaydetti.

TEI Genel Müdürü Mahmut Akşit, konuşmasında ağırlıklı olarak bütün dünyaya parça üreten şirketin, zamanla gelişen kabiliyetler ve altyapı olanaklarıyla motor tasarlayıp üretir noktaya geldiğini söyledi. Akşit, TEI'nin imalat yeteneğiyle alanında dünya lideri olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin ilk milli helikopter motoru TEI-TS1400'ün geldiği aşamaya ilişkin bilgiler veren Akşit, şöyle konuştu:

"Gökbey helikopterinin yerli motorla ilk uçuşunu önümüzdeki yaz görmeyi umuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımıza 'motoru 3-5 yıl arasında çalıştırırız' dedim. 3 yıl dolayında da ilk çekirdeğini çalıştırdık. Bir motorun ilk çekirdeğinin çalışmasıyla seri imalata girmesi uzun bir süreç. Atak helikopterinin ithal edilen motoru ilk uçuşunu 8'inci yılda yapmış, proje süresi 13 yıl. Biz ilk TS1400 motorumuza Mart 2017'de başladık. İlk uçuşumuzu önümüzdeki yıl mayıs-haziran gibi planlıyoruz. Bu gerçekten ciddi başarı. Proje süremiz de 8,5-9 yıl. Çok hızlı çalışıyoruz, bütün altyapıyı sıfırdan kuruyoruz. Motoru tasarlamak yetmiyor, tek kristal döküm teknolojisini, kaplama teknolojisini, alaşımları geliştiriyoruz ama hepsini yaptık."

Motor teknolojilerinin çok hızlı sonuç veren süreçler olmadığına işaret eden Akşit, motorun 2'nci döngüsünde prototip imalatı yaptıklarını, uçacak motorun ise 8'inci döngünün ürünü olduğunu ifade etti. Akşit, "8 kere motoru baştan aşağıya tasarladık, her seferinde biraz daha iyileştirdik." dedi.

"Savunmada zorluklarla uğraşmayı seviyoruz"

ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün, şirketin farklı alanlarda AR-GE merkezlerine ve 6 bin 500 AR-GE personeline sahip olduğunu söyledi.

ASELSAN'ı bir teknoloji ve AR-GE şirketi olarak nitelendirdiklerini dile getiren Görgün, bir yandan mevcut sorunlara ilişkin çalışmalar yaparken bir yandan da geleceğe odaklandıklarını anlattı. Görgün, "Daha az kişinin ilgilendiği konularda yenilenmeye, keşfetmeye çalışmak bizim günlük problemlerimiz içinde. Savunma sanayisinde zorluklarla uğraşmayı, zor problemleri çözmeyi seviyoruz. Bunların etkisi ve sonuçları çok daha büyük oluyor." diye konuştu.

Görgün, bugüne kadar yürüttükleri AR-GE projeleri sonunda birçok ürünün seri üretime dönüştüğünü ve bunun mutluluğunu yaşadıklarını kaydetti.

"Türkiye'de iyi yazılımcılar yetişiyor"

HAVELSAN Genel Müdürü Mehmet Akif Nacar, ülkede yazılımcı olmak isteyen gençlerin sayısının artmasının sevindirici olduğunu, bunun yanında çoğalan bilgisayar mühendisliği bölümüne rağmen insan kaynağı ihtiyacın karşılanamadığını söyledi.

Yazılım ürünleri ve yazılımcı yetiştirmeye yönelik çok yönlü çalışmalar yapıldığına işaret eden Nacar, bunun sonucu olarak birçok fikrin hayata geçirilip şirkete dönüştüğünü belirtti. Nacar, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Çok fazla iyi yatırımcının Türkiye'de yetişmeye başladığını görmek bizleri mutlu ediyor. Yurt dışına gönderilebilecek insan kaynağı yetiştiriyor olmak da gurur veriyor. Daha önce bizler yurt dışına eğitim almaya giderken günümüzde gelişmiş ülkelerde çalışan insanlarımız çıkıyor. Bu güzel bir nokta. Diğer yandan da bu insan kaynağını ülkemizin imkanlarıyla yetiştiriyoruz, önemli projeleri onlara emanet ediyoruz. Bu insan kaynağı toplu şekilde başka tarafa kayınca diğer projelerimiz kesintiye uğrar mı, bu kaygıları da taşıyoruz."

Nazar, geçmişte HAVELSAN'a birkaç üniversiteden mezun olabilenlerin girebildiğini, yaygınlaşan ve gelişen üniversite eğitimiyle Türkiye'nin hemen her üniversitesinden çalışanları olduğunu ve başarıyla şirkete katkı verdiklerini kaydetti.